Çoban, sürü çok uzaklaşmasın, ilerlemesin, dağılmasın, istenmeyen yerlere -bağa, bahçeye- girmesin diye sürünün önüne bir taş atar. Koyun, atılan taşın ne demek istediğini anlar, hemen geriye döner... İşte sürüyü uyarıcı, yönlendirici bu taşa, çoban taşı denir.
Şimdi, seçime 2 ay var, yok! Önce "İmamın Ordusu" kitap taslağı baskınları, sonra -başçavuş beygiri etkisinde de olsa- Taraf'ın Wikileaks yayınları, sonra A. Fuat Yılmazer'in görevden alınması, sonra Zirve/Malatya/misyoner katliamında ilahiyatçı aramaları ve -muhtemelen- MGK'dan en zirvedeki komutanlara uzanacak yeni soruşturma zinciri, sonra Savcı Öz'ün görevden alınması...
Bu kapsama girer mi bilinmez ama bir de şu küçük (!) çakıllar var: TÜSİAD'ın tartışmalı anayasa önerisi ve bu öneriden tartışmalı şekilde çark edişi, sonra başkanlık ve seçim sonrası referanduma götürme açıklaması, sonra 315 milletvekili ancak çıkarırız beyanı, sonra Devlet Bahçeli'nin pek ve çok tepki gören "cemaat faaliyetleri durdursun" çağrısı, sonra ÖSYM/YGS'de soru şifre vukuatı...
Bunların hangisi sürünün çok ilerleyişi, dağılışı, istenmeyen yerlere girişidir, hangisi bu ihtimal/tehlikeye karşı atılan taştır bilemiyoruz! Zira kimin, kime, ne attığını da... Ancak atılanın bir çoban taşı olduğu kesin. (Bir de şu var ki kim, kime, ne atarsa atsın ama Türkiye bu -en önemli- seçimini de hayırlısıyla kazasız, sorunsuz atlatsın!)
(Daha önce atılmış bir çoban taşı için bkz. Mavi Marmara gemisine yapılan saldırı sonrası "otoriteden izin almak" ve "otoriteye başkaldırmak" açıklaması...)
*Çobanlar bilir. "Çoban taşı", özel bir teknikle atılır ki, hayvana değse bile zarar vermez, onu öldürmez, yaralamaz. Sadece uyarı amaçlıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder